Hilton Türkiye’de 2017 yılından bu yana İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini yürüten Hakan Özcan, yetenek stratejisi, çalışan gelişimi ve bağlılık süreçlerinden sorumlu olarak önemli çalışmalara imza atıyor. İnsan kaynakları liderliği ve genel müdürlük dahil olmak üzere 30 yılı aşan bir İK ve operasyon deneyimi olan Özcan, bu anlamda kalabalık ekipleri yönetirken ortak kurum kültürü ve değerlere önem verdiklerini açıklıyor. Özcan, 30’dan fazla şehirde yaklaşık 6.600 takım üyeleri olduğunu vurguluyor ve bu nedenle küresel standartların yanı sıra yerel uzmanlığın da altını çiziyor. Otelcilik sektörünün pandemi sonrası değişen standartları konusunda da bilgilerini paylaşan Özcan, çevik organizasyonlar kurmanın değerinin bu dönemden sonra daha da arttığını belirtiyor.
Hilton Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Hakan Özcan’la sektöre özel bakış açısını ve gelecek dönem çalışmalarını konuştuk.
Hilton Türkiye çok farklı şehirlerde ve kültürlerde ekiplerle çalışıyor. Öncelikle, çalışan sayınız ve ekiplerinizin büyüklüğü hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye’nin batısından doğusuna, 30’dan fazla şehirde yaklaşık 6.600 takım üyemiz var. Hepimiz, Hilton’un dünyayı misafirperverliğin ışığı ve sıcaklığıyla doldurma amacı etrafında birleşiyoruz. Bu sayede hem misafirlerimiz hem de ekibimiz kendini değerli ve dahil hissediyor. Her otelimiz, Hilton’un küresel standartlarıyla birlikte yerel uzmanlıktan faydalanıyor; ekip yapıları ise otelin büyüklüğü ve sunduğu hizmetlere göre şekilleniyor.
Böylesine geniş ve farklı coğrafyalara yayılmış bir yapıyı ortak bir dil ile nasıl yönetiyorsunuz? Stratejinizi paylaşır mısınız?
Bizim için ortak dil, Hilton’un kurum kültürü ve değerleri. Nerede olursa olsun tüm otellerimizde aynı işe alım, eğitim ve iletişim süreçlerini uyguluyoruz. Bununla birlikte, yerel kültürün de otellere yansımasını teşvik ediyoruz.
Böylece her otel, bulunduğu şehre özgü dokunuşlar taşırken Hilton standartlarını koruyor. Düzenli liderlik toplantıları ve oteller arası işbirliği de bu bütünsel yaklaşımı güçlendiriyor.
Pandemi sonrasında insan kaynakları uygulamalarında kalıcı hale gelen değişiklikler neler oldu?
Pandemi, birçok sürecin hızla değişmesini sağladı. Esnek çalışma modelleri, güçlendirilmiş sağlık ve güvenlik önlemleri ve çalışanların iyi oluşuna daha fazla odaklanmak öne çıktı. Dijital eğitim, uzaktan işe alım ve ruh sağlığı desteğine yatırımlarımızı artırdık. Dayanıklılık ve uyum sağlama becerilerinin önemi arttı; biz de ekiplerimizi açık iletişimle desteklemeyi sürdürüyoruz. Bu değişimler organizasyonumuzu daha güçlü ve çevik hale getirdi; böylece misafirlerimize ve topluluklarımıza daha iyi hizmet verebiliyoruz.
Sizin sektörünüzde müşteri deneyimi, çalışanların iş yapış biçimiyle doğrudan bağlantılı. Hilton’un eğitim ve gelişim programlarında hangi temalar öne çıkıyor?
Hilton’da öğrenme ve gelişim programlarımız; hizmette mükemmellik, kapsayıcılık ve sürekli öğrenme üzerine kurulu. Liderlik gelişimi, misafir deneyimi ve kültürel farkındalık öne çıkan başlıklar arasında. Ön saflarda çalışanlardan yöneticilere kadar farklı roller için özel eğitimler veriyoruz; empati, takım çalışması ve problem çözme becerilerini özellikle vurguluyoruz. Bu programlar yalnızca mesleki becerileri geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda ekibi toplumlarına da katkı sağlamaya teşvik ediyor. Örneğin, Türkiye Down Sendromu Derneği ile yaptığımız çalışmalarla kapsayıcılığı ve fırsat eşitliğini destekliyoruz.
Yetenekleri elde tutmaya yaklaşımınız nedir? Çalışan devir hızını nasıl ele alıyorsunuz?
Hilton’da yetenekleri elde tutmak en büyük önceliklerimizden biri. Destekleyici ve kapsayıcı bir iş ortamı sunuyor, net kariyer yolları, ödüllendirme programları ve rekabetçi yan haklar sağlıyoruz. Düzenli geri bildirim, mentorluk ve gelişim fırsatlarıyla çalışan kaybını en aza indiriyoruz. Çalışan bağlılığını sürekli takip ediyor, gelen geri bildirimlere proaktif şekilde yanıt veriyoruz. Türkiye’de 10 yıldır üst üste Great Place to Work tarafından en iyi işverenlerden biri olarak seçilmemiz, takımlarımızın gelişimine ve mutluluğuna verdiğimiz önemin en somut göstergesi.
Teknoloji, otelcilik sektörünü de dönüştürüyor. Dijitalleşme insan kaynakları süreçlerinizde nasıl bir rol oynuyor?
Dijitalleşme, İK stratejimizin merkezinde. İşe alım, oryantasyon, eğitim ve performans yönetiminde dijital platformlardan yararlanıyoruz. Hilton University ve çalışan uygulamamız gibi araçlar, bilgiye ve öğrenim kaynaklarına kesintisiz erişim sağlıyor. Dijital sistemler sayesinde çalışan bağlılığını izleyebiliyor, programları yönetebiliyor ve esnek çalışma düzenlerini destekleyebiliyoruz. Teknoloji, takımlarımızı güçlendiriyor, kişiselleştirilmiş gelişim planları sunmamıza imkan tanıyor ve otellerimizde iletişimi daha etkin hale getiriyor.
Gelecek dönemde otelcilik sektöründe İK’nın en çok odaklanacağı alanlar neler olacak?
Gelecek yıllarda İK’nın öncelikleri; yetenek geliştirme, çeşitlilik ve kapsayıcılık ile dijital dönüşüm olacak. Nitelikli profesyonelleri çekmek ve elde tutmak, kapsayıcı iş ortamları yaratmak ve teknolojik değişime uyum sağlamak kritik konular arasında. Çalışanların refahı, ruh sağlığı ve yaşam boyu öğrenme yine gündemin üst sıralarında kalacak. Yerel toplulukları destekleyen ve çevresel sorumluluğu gözeten girişimler de ön planda olacak. Ayrıca yapay zekanın rolü giderek artacak; öğrenmeyi kişiselleştirme, iş gücü trendlerini öngörme ve süreçleri basitleştirme konularında bize destek olacak.
