Ana Sayfa İş Hayatı Sessiz Şiddet: Mobbing Nedir, Nasıl Anlaşılır ve Nasıl Başa Çıkılır?

Sessiz Şiddet: Mobbing Nedir, Nasıl Anlaşılır ve Nasıl Başa Çıkılır?

14
0

Bir sabah işe gidiyorsunuz. Kahvenizi alıyor, masanıza oturuyorsunuz. Henüz bilgisayarınızı bile açmadan üzerinize ince bir huzursuzluk çöküyor. Dün yöneticinizin sert bakışlarını, ekip arkadaşlarınızın sessizce sustuğu o anı hatırlıyorsunuz. Sanki her gün, görünmez bir duvar biraz daha yaklaşıyor size. İşte o duvarın adı, çoğu zaman farkına varamadığımız bir kavram: Mobbing.

Mobbing, yani iş yerinde sistematik psikolojik baskı, son yıllarda hem özel sektörde hem kamu kurumlarında en çok konuşulan konulardan biri. “Zor bir yönetici”, “rekabetçi bir iş ortamı” ya da “disiplinli bir ekip” maskesi altında kendini gösteren bu davranış biçimi, aslında bir tür psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir. Üstelik yalnızca ruhsal değil, fiziksel etkileri de olabilir. Çünkü mobbing, zamanla insanın benlik duygusunu aşındırır, üretkenliğini yok eder ve kişiyi sessizce iş hayatının dışına iter.

Mobbing Ne Demek?

“Mobbing” sözcüğü İngilizce “to mob” (saldırmak, etrafını sarmak) fiilinden geliyor. Yani bir kişiyi hedef almak, onu dışlamak veya grup baskısına maruz bırakmak anlamı taşıyor. İş hayatında mobbing, bir çalışanın diğer çalışanlar veya yöneticiler tarafından sistematik biçimde baskı, aşağılama, dışlama veya yıldırma davranışlarına uğraması olarak biliniyor.

Kimi zaman bu baskı açık bir şekilde, yüksek sesli eleştirilerle kimi zaman da sessiz bir izolasyonla gerçekleştiriliyor. Yani e-postalara yanıt verilmiyor, toplantılardan dışlanıyor, başarıları yok sayılıyor. Bir süre sonra kişi kendinden şüphe duymaya başlıyor ve: “Acaba ben mi fazla alınganım?” diye düşünmeye başlıyor.

Mobbing Nasıl Yapılır ve Nasıl Fark Edilir?

Mobbing, genellikle küçük ama sürekli davranışlarla kendini gösterir. Bazen yöneticiniz, hatalarınızı ekip önünde sürekli dile getirir ama başarılarınızı hiç fark etmez. Bazen arkadaşlarınız konuşurken birden sessizleşir ya da sizinle ilgili asılsız söylentiler yayılır. Zamanla kişi, iş yerinde yalnızlaşır ve performansı düşer.

Psikolojik olarak mobbing, uzun süreli stres ve endişe yaratır. Uyku bozuklukları, mide ağrıları, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler bile görülebilir. Bu yüzden mobbing sadece “iş yerinde huzursuzluk” değildir; bir sağlık ve insan hakları sorunudur.

Mobbing Çeşitleri: Her Baskı Aynı Değildir

Mobbing farklı biçimlerde karşımıza çıkar. En sık görüleni dikey mobbingtir; yani bir yöneticinin astına uyguladığı baskı. Örneğin; sürekli azarlanmak, gereksiz yere görevden alınmak veya aşırı iş yüküne maruz bırakılmak.

Bir diğer türü yatay mobbing, aynı düzeydeki çalışanlar arasında yaşanan biçimidir. Kıskançlık, rekabet ya da ekip içi gruplaşmalar bu türü besler. “O bizden değil” cümlesi genellikle yatay mobbingin ilk işaretidir.

Bazen de düşey (aşağıdan yukarıya) mobbing olur. Ekip üyeleri, sevmedikleri bir yöneticiyi yıldırmak için birlikte hareket edebilir. Bu durum da iş ortamında farklı bir tür psikolojik baskı yaratır.

Her türü farklı görünse de ortak noktası aynıdır: Bir kişiyi sistemli biçimde yıpratmak.

Mobbing Nasıl Anlaşılır? Belirtiler ve Mobbing Testi

Mobbingi anlamanın en zor yanı, çoğu zaman sessiz ilerlemesidir. Bir anda fark etmezsiniz; küçük olaylar birikir, birikir, sonunda sizi tüketir. Eğer işe giderken sürekli gergin hissediyorsanız, kendi yeterliliğinizden şüphe ediyorsanız, ekibinizden izole edilmiş hissediyorsanız, bu bir uyarı sinyalidir.

Mobbing testi olarak adlandırılan bazı psikolojik ölçekler, kişinin bu tür davranışlara maruz kalıp kalmadığını anlamasına yardımcı olur. Ancak en güçlü test, kişinin kendi iç sesidir. İş yerinde sürekli değersizleştirildiğinizi düşünüyorsanız, muhtemelen yalnız değilsiniz.

Mobbing Nasıl İspatlanır ve Ne Yapılabilir?

Mobbing iddialarının, duygusal olduğu kadar hukuki bir mesele olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle ileride oluşabilecek hukuki sorunlar için delil toplamak çok önemli bir detay olarak yer alıyor. E-postalar, yazılı talimatlar, mesaj kayıtları ve hatta tanık beyanları bu süreçte kritik rol oynuyor.

İlk adım, yaşadığınız durumu yazılı şekilde kayıt altına almaktan geçiyor. Ardından iş yerinizdeki insan kaynakları birimine veya doğrudan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurabilirsiniz.

Eğer süreç içsel mekanizmalarla çözülemiyorsa, psikolojik taciz davalarıyla hak arayışı da mümkün. Türk hukuk sisteminde mobbing, hem Türk Borçlar Kanunu hem de İş Kanunu çerçevesinde değerlendirilebilen bir ihlal olarak yer alıyor.

Okulda ve Eğitim Ortamında Mobbing

Mobbing sadece yetişkinlerin dünyasında değil, okullarda da karşımıza çıkıyor. Öğrenciler arasında yapılan sistematik dışlama, alay etme veya öğretmenlerin öğrencilere uyguladığı psikolojik baskı da aynı etkiyi yaratıyor.

Bir çocuğun “okula gitmek istemiyorum” demesinin ardında bazen sessiz bir mobbing hikayesi olabiliyor. Bu yüzden kurumların, sadece çalışanlara değil, öğrencilere de güvenli bir ortam sunması gerekiyor.

Farkında Olmadan Mobbing Yapmak

Bazen yöneticiler “disiplin sağlamak” amacıyla, farkında olmadan baskıcı bir tutum sergileyebilir.

Ekip içindeki şakalaşmalar, eleştiriler veya performans baskısı, belirli bir çizgiyi aştığında psikolojik şiddete dönüşebilir. Bu yüzden yöneticilerin, “sert yönetim” ile “psikolojik baskı” arasındaki farkı iyi anlaması büyük önem taşıyor.

Mobbing Karşısında Güçlü Kalmayı Seçin

Mobbing mağduru olmak bir zayıflık değil! Aksine, çoğu zaman güçlü, üretken ve fark edilen çalışanlar hedef alınır. Bu süreçte yapılacak en doğru şey, yalnız kalmamaktır. Güvendiğiniz bir iş arkadaşıyla, insan kaynaklarıyla ya da profesyonel bir danışmanla konuşun.

Ayrıca yasal haklarınızı öğrenin; unutmayın  ki Türkiye’de mobbing mağdurlarının tazminat hakkı bulunuyor. Eğer ortam düzelmiyorsa, bazen en sağlıklı çözüm o iş yerinden uzaklaşmaktır. Çünkü hiçbir maaş, ruh sağlığınızdan daha değerli değildir.

Sessizliği Bozmak Cesaret İster

Mobbing, modern çalışma hayatının en görünmez ama en yıpratıcı sorunlarından biri. Bir kişiyi yıldırmak, dışlamak ya da sistemli biçimde değersizleştirmek sadece bireyi değil, tüm kurum kültürünü zehirler.

Bu yüzden çözüm, yalnızca mağdurların değil, yöneticilerin ve işverenlerin de sorumluluğundadır. İş yerlerinde huzurun, güvenin ve üretkenliğin sürdüğü bir ortam yaratmak istiyorsak; önce sessiz şiddeti fark etmemiz, sonra da susturmamız gerekiyor. Çünkü bazen “hiçbir şey dememek” bile bir şiddet biçimidir.